HOR GURME !

***Günümüzde Farklı dinler, diller, ırklar ve kültürler olsa da insanlık için  günde 3 öğün zevklerine göre bir şeyler yemek zaruri bir ihtiyaç halindedir. Bu ihtiyaç zaman zaman, vitamin almak, açlığını gidermek amacı gütse de insanlar 21. Yy. da gerek sunum tekniği, gerek keşfedilmemiş lezzetleri tatmak yiyecek ve içecek alanında sınırsız yenilikleri dil ve damak zevkinde yasamak bazıları için bir araştırma konusu haline gelmiştir.

***Hatta şarap ve yemek konusunda “gurmelik” diye bir meslek sekli de arz – talep meselesi olarak ortaya çıkmıştır. Üzülerek soyluyorum-ki “gurmelik” mesleği günümüzde o kadar ileriye gitmiştir ki bir çok “bilgili değil” popüler inşanlar için toplumda, yazılı ve görsel basında, internet üzerinde  sınıf atlama vesilesi, hatta basamak haline gelmiştir.

Bu Konuda Bir Kaç Örnek Verecek Olursak;

***Aşçıya siparişinde çok, çok iyi pismiş yani “very well done” steak isteyerek, gelen etin sertliğinden şikâyet eden “GURMELER” !

***Taze fasulye yemek isteyip te kavun tadı almak isteyenler, chili con carne’yi afiyetle yiyip etli kuru fasulyeyi hor gören “GURMELER” !

***Kendi ana dilini bile daha doğru düzen konuşamadan yemek yorumlarında Türkçe cümlelerinin içine İngilizce yada Fransızca  kelimeler sıkıştırarak kendisine “kültürlü”  imajı vermek isteyen “GURMELER” !

***Üst seviye restoranlarda 70 kati paraya kaz ciğeri yiyip’ te, ülkemin Arnavut ciğerine ve yiyenlere burun kıvırırcasına hor gören “GURMELER” !

***Daha dondurmanın 15. Yy. da Osmanlıda sarayın buzcuları tarafından keşiş dağından getirilen buzlardan mahzende dövme usulü ile yapılan dondurmayı bilmeden ve es geçerek büyük bir gaf ile Avrupa’da ilk defa 17. Yy. Kayıtlara gecen “.....” söz konusu ülkeye ait olduğunu iddia eden “GURMELER”

Hatta ve hatta biz bunu “....”  ülkeden önce neden keşfedememişiz diyen “GURME” ‘ler.

***Dünyanın öbür ucun dan getirilen ithal meyve ve sebzeleri televizyon ekranlarında saatlerce insanlara tanıtmaya çalışırken kendi ülkemize, coğrafyamıza has sebze ve meyvelerimizden sadece bazıları olan kavun, havuç, domates, karpuz, elma, biber çeşitleri, salatalık gibi tohumlarımızın artık “kaybolduğunu” bilmeyen “GURME” engelliler.

***Türkiye’ye  ne kadar düşman ülke varsa yiyecek ve içecek markalarına özel olarak bir hayranlık hastalığı bulunan ve ilgili marketlerin raflarındaki 6 ay bozulmadan durabilen ekmekleri, yine kendi mutfağımıza has ama ayni yabancı markaların ***ürettikleri 1 yıl raf ömrü olan tarhana ve mahluta vs. çorbalarının, ayran aşının reklamını yaparak, 2 yıl oda sıcaklığında bekleyebilen yabancı marka salata soslarını okurlarına tavsiye edebilen, Anadolu kültürümüze ve kendi mutfağımıza ihanet içerisinde bulunan “GURMELER”

***Unutmayınız ki sizlerin tavsiyeleri ve reklamları ile bu ürünlere ülkemizde verilen paralar şu anda mermi olarak polisimize, askerimize sıkılıp, roket ve bombalar olarak ülke sınırlarımıza atılmak için hazır bekliyor. Bu durumdan ve katkılarınızdan dolayı rahat mısınız ? “GURMELER”

***Ayni zaman da söz konusu “gurmeler” ile birlikte ayni amaca hizmet eden Ülkemin ünlü ve ünlü olmayan lakin Türk mutfağı haricinde her ülke mutfağının hayranı ve yaveri olarak “elinde tuzluk” hazır bekleyen şefleri, dernekleri, federasyonları ;

***Bindiğiniz dalı beraberce kendinizin kestiğini hatırlatırım! Unutmayınız-ki bu yabancı markaların geldiği adres;

***Ülkemize ucuza et verip hayvancılığı bitiren, ucuza buğday verip ziraatı yok etmeye çalışan, ırkçılık bıçakları ile ülkemizi bölmeye çalışan, memleketimizin iş yapan markalarını akil almayacak rekabetlerle önce iflas ettirip daha sonra da bir hiç pahasına satın alarak bu rekabetlerindeki harcadıkları paraları da ayni ürünlere yaptıkları zamlar ile birlikte yıllarca bize ödettiren, ucuza makina parçası verip sanayilerimizi iflas ettiren, ülkemizde kendi yok ettiklerini her şeyi Anadolu insanına yani bize, yüzümüze  şahsiyetsizce gülümseyerek  5 -10 katı fahiş rakamlar ile satanlardır...

***Bu Ülkede Biz Sadece Cumhuriyet Dönemini Bile Dikkate Alsak sonrasında Kaçıncı Nesiliz?

***Halen Elmayı Armudu Birbirinden Ayıramıyor Muyuz?

***Bize yıllarca dost gösterilen ülkeler –gerçekte düşmanımız, düşman gösterilen ülkeler ise gerçekte dostumuz olduğunu görmüyor musunuz? halen aklımız başımıza gelmeyecek mi?

***Ülkemizdeki Konu ile ilgili bazı birim ve kurumları yaptıklarını düşündükçe içerisinde bulunmuş olduğumuz durumdan Kaplumbağanın yaylaya çıkış hikayesi ile birlikte rahmetli Aziz Nesinin o ünlü sözü geliyor aklıma... “ANLAYAN ANLAR”

***Konuya vakıf, alanında tecrübeli, tarihi geçmişini bilen, coğrafya geçmişine hakim işin  mutfağından gelen meslektaşlarımız ve bir çok insan cahilliğinizi, hangi amaca hizmet ettiğinizi ve  alanınızdaki bilgisizliğinizi biliyor, çok yakında  21. Yy. Türkiye’sinde popüler olanın değil bilgili olanın sözü muteberdir olacaktır.

***Dolayısıyla memleket menfaatlerini düşünmeyen sizlerin işi ciddi anlamda zorlaşıyor artık. Benim gibi ilk okul mezunu, dört dili mesleki anlamda konuşabilen, 3 kıtayı dolaşmış, araştırmacı aşçılar yani SİZLERİN tabiri ile “cahil bu işi bilmeyenler” ‘de öğreniyor dengeleri, sözlerinizin ve yazılarınızın esiri değil, yargılıyoruz ağzınızdan çıkanları ve yazdığınız kelimeleri. Çünkü bu ülkenin vatansever GURME ’leri ve ŞEFLERİ ‘de var, onu da “HOR GÖRME” yin lütfen...

Saygılarımla

Koord. Has Aşçıbaşı & Exc. Chef | Ahmet Özdemir | akdenizsef@gmail.com 

Yurt içinde ve yurt dışında ihtiyac duyan kişi ve kurumlara yiyecek ve içecek alanlarında  restoran ve konaklama ve  işletmelerine belirtilen konularda osmanlı ve türk mutfağı, osmanlı saray mutfağı, anadolu mutfağı konseptlerinde uluslararası konumda has aşçıbaşı Ahmet Özdemir olarak yiyecek ve içecek danışmanlığımutfak danışmanlığıişletmeci körlüğü konularında mesleki eğitim ve danışmanlık hizmetleri vermekteyim. İlgili projeler için mesleki bilgilerime ihtiyac duyan kişi ve kurumlar telefonumdan (+90 532 100 18 22) veya akdenizsef@gmail.com @mail adresimden Türkiye saati ile sabah 10:00 ila aksam 22:00 saatleri arasında tarafım ile bağlantıya geçebilirler..

 

Haberler